25 Ocak 2010 Pazartesi

Kanal-İ-Zasyon 'un İzinden Gidilir mi ?



Toplumsal bir mesaj iletmesi Kanal-İ- zasyon 'un en büyük artısı olmuş. İzleyicilerin bir çoğu filmden hiç zevk almadığını ve çok vasat bir film olduğunu belirtiyorlar. Her nedense ben vasat olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'de ki televizyon kültürünü daha doğrusu televizyonun günümüzde ne gibi bir kültür yıkımına, basitliğe ve şaklabanlıklara yol açtığı çok iyi bir şekilde aktarılabilmiş.

Eksi yönleri ise filmin neredeyse 2 saate yaklaşan bir süre boyunca devam etmesi. Film bu 2 saatte olur, 5 saatte olabilir ama işlenen konular 2 saatlik süre zarfına göre çok kısıtlı olmuş. Konusu ; tv binasının camlarını temizlemekle görevli bir temizlik emekçisi İmdat (okan bayülgen), onun çekingenliği ve tv'de çalışan sekretere platonik aşkı, ABD'de eğitim görerek Türkiye'de televizyonculuk yapan Kanal - i genel yayın yönetmenini tahtından indirerek Kanal - i genel yayın yönetmeni olması. Yayın yönetmenliği ve yeni çıkardığı programlar sonrasında gelen büyük reyting oranları.

2 saatlik süre bu çerceve üzerine kurulmuş. Belkide 1 saat 20 dakikalık bir süre izleyiciye daha akıcı bir film izlettirmek adına yeterli olurdu. Okan Bayülgen'in ise sesini ve mimiklerini nasıl iyi kullanabildiğini
bir kez daha bu filmde görüyoruz. Umarız günümüz gerçek yapımcıları Kanal - zasyon filminden yola çıkıpta ; tuvaletteyiz, hayvanım olurmusun?, kim 500 tokat ister?, asebiyet meydanı gibi programlara yönelmezler. Gerçi uyumayı,uyutulmayı seven büyük kitle tarafından izlenmezler mi ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder