
Mavi gibi sıcak ve kadife gibi göz alıcı bir dünyanın kapıları ardına kadar aralanıyor, yıldızlar altında ki gözyaşları arasında. Gökyüzünkinden daha mavi ve gözlerin derin maviliğinden daha da anlamlı bir film şekilleniyor, akılda yer ediniyordu. Büyüleyen bir ses ile ve insanın içini ısıtan tonu ile , “ blue velvet” in mısralarında.Kırmızı gülleri ve sarı çiçekleri karşılıyor, mavinin kadife yollarında bizleri. Kulağımızda, bir yandan şiir gibi bir şarkı yankılanıyor, biraz hüzünlü ve biraz buğulu iz bırakıyordu gözlerimizin derinliklerine. Huzurlu bir yaşam seriliyor önümüzde. Mutlu bir kent yaşamı ve güzelliklerin yer edindiği ilk girişiyle “lynch” , seyirciği koltuğunda rahatlatıyor ve de kulaklara dolan müzik eşliğinde kendinden geçmesini sağlıyor.

Yaşanan acılar, özlem dolu kucaklaşmayla son buluyor. Kırmızıdan güller ve sarı çiçekler beliriyor, aynı güzellikteki “ blue velvet”in eşliğinde ve içimizde yeşeren sevgiyle gözlerimizden süzülüyor, bizi ısıtan dokumuşunda ve göz kamaştıran alıcılığıyla, “ mavi kadife “.“ david lynch”nin bu, izleyiciyi saran ve onu hüzünlendiren filminde, olaylar hiç beklenmedik bir biçimde gelişmekte. Başlardaki dram yüklü sahneler, ilerleyen karelerde yerini tutku ve gerilime terk etmekte. “ lynch” bu filminde, iler ki filmlerine alıştırma yapar mahiyette, soyut bir anlatımın ilk haberini vermek niyetiyle, aralara serpiştirdiği ve rüya ile gerçeklik arasında izleyiciyi şaşırtan yansımalar kullanmayı tercih etmekte. Filmi kaplayan karanlık atmosfer, “ film noir” tarzını ustalıkla içeriyor. Öznesine aldığı “ kesik bir kulaktan “ hareketle gelişen ve gittikçe filmin bütününe yayılan karmaşık ve bir o kadarda, ölümcül dokunuşlarla izleyiciyi sersemleten film, gerek kurgulanışıyla ve gerekse de senaryosundaki bütünlükle sağlam bir yapıya bürünerek etkinlik kazanıyor. Oyunculuklardaki tutarlılık, özellikle “ dennis hopper “ ın hayat verdiği psikopat “ frank” tiplemesinde bizi bir hayli tatmin ediyor. sönüyor ışığı yıldızın , kayıp giderken gözlerinin içine, ansızın kaldırıyor kollarını, yakalamak istercesine o anı ama kırmızı dudaktan dökülen sözcüklerin yası, dokunamadan solduruyor derinlere kazınmış kalbinin atışını ve bizlere yaşatıyor “ david lynch”, “ blue velvet “ in sıcak ve göz kamaştırıcı alıcılığını.
Bu sıcaklığı yaşamak için “ blue velvet “ e kayıtsız kalınmamalı.